Stepford Wives ve Kadın olmak

stepford wives,kadınlar
Film Netflix’te izlediğim ve konusunu oldukça şaşırtıcı bulduğum ve sonuç olarak çok beğendiğim filmlerden biri oldu.Hani rasgele bi film açarsınız da “amaan bundan da bişey çıkmaz ama hadi izleyelim” dersiniz ya işte öyle bi ruh haliyle açtım bende filmi ama tabi sonuçta baya mutlu oldum izlediğim için. Şöyle bi filme gelecek olursak başrolde Nicole Kidman  bir kanalda feminist tarzda programlar yapan birini canlandırıyor bu yüzden de bir konuşma sırasında karısından   boşanmış ve sorumlu olarak da Joanna’yı(Nikol) görüyor bu yüzden silahla vurmaya çalışıyor ve olay bu şekilde başlıyor.Yaşanan bu olay üzerine kanal Jo’yu işten atıyor.Bunun üzerine Jo ve eşi Walter iki çocuklarıyla birlikte Stepford adında site tarzında bir yere taşınıyorlar.Burada yeni bir hayat kurma amacıyla yaşamaya başlıyorlar fakat bu yerin ne kadar mükemmel, özenli ve her şeyin kusursuz olmasıyla işlerin yolunda gitmediğini farketmiş oluyorlar.Filmin adından anlaşılacağı gibi buradaki kadınların robota bağlamış bir vaziyette mükemmel (tabii ki erkekler açısından ) olmaları erkeklerine karşı hep kibar ve onların isteklerine göre yaşamaları Jo'yu kuşkulandırır ve iki arkadaşıyla bu işi peşine düşerler.İlerleyen günlerde bu kadınlara ne olduğunu anlayan Walter da aynı şeyi kendisinden her zaman üstün olduğunu düşündüğü karısı Jo' ya uygulamak ister. Film bu şekilde devam ederken benim için çarpıcı noktalardan bahsetmek istiyorum. Filmin kadının toplumdaki konumunu sorgulayıcı çatışmalar içermesi çok hoşuma gitmişti.Bir tarafta kadınların iş ve sosyal konum açısından üstün olduğu , diğer tarafta ise  sadece erkeklerine, evlerine ve çocuklarına bakan kocalarının hoşuna gidecek tüm öğelerin bulunduğu bir kadın modeli çiziliyor. Filmdeki dönüştürülen kadınların tamamının öncesinde çalışma hayatlarında çok önemli yerlere sahip kişiler olmaları sonrasında ise kocalarının bu durumda kendilerini ezik hissederek kadınların sevmedikleri bu özelliklerini beyinlerine belli çipler taktırarak pasif durumda kalmalarını ve hoşlarına giden bir kadın modeli yaratmalarını gördüğümde " yok artık 😱 " demiştim. Sonra tabi ya ilerde yapılırsa diye düşünmüştüm. Çünkü malum teknoloji yapay zeka konularının hızla ilerlediği bir dönemdeyiz belki yapılmış bile olabilir (umarım yoktur tabii) yani eğer erkeklerin böyle bir şey yapamalarına izin verilecekse ee o zaman kadınlar da istediği erkeği beynine çipler takarak yontsun!! Yani olacak iş mi bu kişiyi robota dönüştürüp kendi benliğinden koparıp alınca geriye kalan kişiye artık aynı kişi diyebilecek miyiz? Bu durum hem erkekler hem kadınlar açısından çok vahim bir konu ve teknolojinin bizi evirip yeniden şekillendirdiği şu zamanlarda oturup bu gibi şeylerin 'etik' liğini de konuşmalı ve gerekirse yapılacak işlemi de belli yasalarla belirlemek gerekiyor. Çünkü bu bir suç aslında kişileri rızası dışında başka insanlara dönüştürmüş oluyoruz.Bu film bana bu konularda( ilerde teknolojik olarak evrilecek her alan için ) işleyecek hukuk mekanizmasını düşündürttü. İşin teknolojik kısmı, bunu yapmış olan kişiye ne ceza verileceği kısmı ayrıca yazılması gereken ayrı bir yazı olmalı çünkü mevzu çok derin.Beni şaşkınlığa uğratan bir ayrıntı da tüm bu Stepford kadınlarını bu hale getiren kişiyi filmde Mike 'mış gibi göstermelerine rağmen sonda anlaşılıyor ki esas işleri yürüten ve en başından beri böyle bir dünya oluşturan kişi karısı Claire... Yani o da bir kadın (beyin cerrahı ve genetik uzmanı kendisi) bu kadar mükemmel olmasına rağmen kendisi ve diğer kadınların bu dünyadaki rolünün annelik, kocaya bağlılık(Mike da onun oluşturduğu bir robot öldürdüğü kocasının yerine) falan olduğunu düşünüyor. Onun mükemmel kadın anlayışında tüm kadınların sandığı gibi erkekten bağımsız ,daha zeki ,daha başarılı, uçan kaçan bir kadın modeli yok.Bu yüzden yapabildiği her şeyi bir erkeğin(kendi tasarladığı) arkasına geçerek gerçekleştiriyor.Kadının nerede olması gerektiğini iki ayrı görüşten düşündüren bir yapım ve şahane olmuş.Yani böyle üzerine oturup bir hafta, bir ay falan düşünülesi ayrıntılar bunlar...Böyle filmler kolay kolay izleyemiyoruz iyi ki izlemişim dedim.

Yorum Gönder

0 Yorumlar