I CARE A LOT , Rosamund Pike bir de 8 Mart :)

             

                                                                Herkese Merhaba 😊


             Bugün sizlere yakın zamanda izlediğim I care a lot filmi ve genel olarak Rosamund Pike hakkında bir yazı paylaşmak istiyorum. Bildiğimiz gibi bugün 8 Mart Dünya kadınlar günü...💪 Ve ben bu yazıyı özellikle bugüne denk getirmek istedim, Neden diye soracak olursanız zihnimde ve eminim pek çok insanın zihninde Rosamund Pike ‘ın son erkek bükücü 😂😎 olarak zuhur etmesinden kaynaklanıyor.


ı care a lot


            Yazıma film hakkında biraz bilgi vererek başlayayım. Geçen haftalarda Netflix’e gelen I care a lot filmi karşıma çıktığında afişte Rosamund Pike’ı gördüm ve itiraf etmem gerekir ki kendisini biraz korkunç bulduğum için (Gone Girl izleyenler beni anladı🙃)  filmi açmak istemedim. Aslında çok minnoş olduğu çok fazla filmi de var ama bu intikam alan, plancı dominant kadın duruşunu yapıştırdığım için aklımda hep öyle bir yeri var.Neyse sonra bir kaç kere daha bir de gündemdekilerde ısrarla görünce Aaa biri daha varmış bu filmde hem de benim çok sevdiğim aktörlerden biri ki kendisi Peter Dinklage...(Game of Thrones’taki Tyrion )  Tabi Peter merakı galip geldi ve izledim filmi.


         Filmde Rosamund Pike, yasal vasisi olduğu yaşlı insanların sahip oldukları tüm kaynaklarını sömüren kanunları kendi çıkarlarına göre kullanan Marla Grayson adında çok başarılı bir kadını canlandırıyor.Marla işbirliği yaptığı bir doktor ile yaşlı insanları hasta ve kendine bakamaz gibi gösteren bir rapor sayesinde mahkeme tarafından kendisini bu kişilerin yasal vasisi olarak atar. Yine kendisine kurban aradığı bir sırada doktorun tavsiyesi ile Jennifer Petterson ‘ı gözüne kestirir fakat bu defa sert kayaya çarpar çünkü bu kimsesiz sandığı bu kadın büyük mafya Roman Lunyov ‘un annesidir. Tahmin edeceğiniz gibi Roman Lunyov’u Peter Dinklage canlandırır. Bundan sonra da annesini kurtarmak isteyen Roman ile ısrarla bırakmayan Marla arasında başta soğuk ardından sıcak savaş başlar. Film genel olarak bu şekilde şimdi gelelim benim dikkat çekmek istediğim kısımlara...


             Marla karakteri kazanmak için her şeyi yapabilecek, hırslı ve hatta hırsından gözü kör olmuş bir karakterdir. Filmi izlerken çoğu zaman bu kadından tiksinsem de azmi, mücadeleci oluşu söz konusu öldürülmek olsa bile geri adım atmayışı ben kimim ki demeden mafya babasına kafa tutuşu insanda bir yandan da hayranlık uyandırıyor...Filmde çoğu yerde Gone girl deki canlandırdığı karaktere (Amy Dunne)  benzerlikler görülüyor. Orda olduğu gibi kendinden emin, kusursuz planlar yapan erkekleri alt etmeyi çok iyi bilen bir kadın var karşımızda ve bu boyun eğmez güçlü kadın duruşunu çok beğendim. Psikopatlık derecesinde oluşunu tasvip etmiyorum tabi ki fakat bu muameleyi hak eden erkekler var ne yazık ki... 


          Özellikle bugünü seçtiğimi söylemiştim çünkü bugün 8 mart dünya kadınlar günü... Bugünü diğer eften püften günlerle karıştırmamalıyız. Çünkü kadınların insanca olanı eşit olanı istedikleri için başladıkları grevde yanarak can verdiği bir dönemin mirasıdır bugün...Keşke o zamanlardan çok uzakta olduğumuzu artık kadınların aşağılanmadığı şiddet görmediğini söyleyebilsek fakat maalesef boğazımız düğüm... Ülkemizdeki kadınlar yakılmaya, parçalanmaya ,üstüne beton dökülmeye, çatılardan atılmaya, tekmelenmeye, yerlerde sürüklenmeye, boğazları kesilmeye bunlar olmasa bile değersizleştirilmeye devam ediyor biz artık yeter dedikçe yetmiyor bu vicdansızlara... Dilerim daha güzel daha aydınlık böyle vahşice görüntüleri görmeyeceğimiz 8 martlar olur...O zaman belki bu yas kalkar gerçek bir kutlamaya dönüşür.Sözün özü şu bu şiddet uygulayanlara hapis falan değil birer tane Marla Grayson lazım ki dünyanın kaç bucak olduğunu görsünler. 😂   

 

            Diyeceklerim bu kadar hoşçakalın...👋





 

Yorum Gönder

0 Yorumlar